Sürdürülebilir Kaynak Yönetimi İhtiyacı Giderek Daha Acil Hale Geliyor

Tarım dünyanın en büyük endüstrisidir.  Mera ve ekili alanlar, Dünya'nın yaşanılabilir topraklarının yaklaşık yüzde 50'sini kaplar ve çok sayıda tür için yaşam alanı ve yiyecek sağlar. Bir milyardan fazla insanı istihdam eden tarım yılda 1,3 trilyon doların üzerinde gıda üretiyor. 

Tarım operasyonları sürdürülebilir bir şekilde yönetildiğinde, su havzalarının korunmasına yardımcı olabilir, kritik habitatları koruyabilir, toprak sağlığını ve su kalitesini iyileştirip eski haline getirebiliriz. Ancak sürdürülemez uygulamaların insanlar ve çevre üzerinde ciddi etkileri vardır. Dünya nüfusu arttıkça tarımsal ürünlere olan talep hızla artıyor. Tarımın dünya ekonomisi, insan toplumları ve biyolojik çeşitlilik ile olan derin bağlantıları, onu dünya çapında korunması için en önemli sınırlardan biri haline getiriyor.

Geçtiğimiz 150 yıl boyunca, tüm tarımsal üst toprağın yarısı kayboldu.

Tarımsal genişleme, ormansızlaşmanın ve diğer ekolojik yıkımın, habitatların ve biyolojik çeşitliliğin yok edilmesinin önemli bir itici gücüdür. Palmiye yağı Endonezya'daki ova ormanlarının yerini alırken soya üretimi Brezilya ve Paraguay'ın Cerrado ve Atlantik Ormanlarına zarar veriyor. Ormanların kaybı ve sürdürülemez tarım uygulamaları aşırı erozyona yol açıyor.

2050 yılına kadar gezegenimiz 2 milyar insana daha ev sahipliği yapacak. 

Hepsini nasıl besleyeceğiz? 

21. yüzyılın en önemli koruma konularından biri gıdayı nasıl ve nerede ürettiğimizdir. 7 milyardan fazla insandan oluşan ve giderek kalabalıklaşan bir gezegende yaşamı sürdürmenin zorluğu her geçen gün daha da karmaşık hale geliyor. Sadece daha fazla insan olmayacak, aynı zamanda herkesin yemek için harcayacak daha fazla parası olacak.

Yazar: Gökhan Aydın