Sürdürülebilir Kalkınma ilk kez 1987’de hazırlanan Ortak Geleceğimiz Raporu’nda “gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılama yeteneğinden ödün vermeden, şimdiki neslin ihtiyaçlarını karşılayan kalkınma modeli” olarak tanımlanır (Brundtland, 1987). Bir diğer ifadeyle, sürdürülebilir kalkınma gezegenin kaynak kapasitesi dahilinde, insanların yaşam kalitesinin iyileştirilmesi anlamına gelir (IUCN, 1991). Böyle bakılırsa sürdürülebilir kalkınma; gezegenin sahip olduğu doğal kaynak kapasitesini göz önünde bulundurarak hayat kalitesini arttıran sürekli ve sonsuz bir iyileştirme sürecidir.
Bu doğrultuda 2015 yılında, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Sürdürülebilir Kalkınma için 2030 Gündemi’ni yayınladı ve sosyal eşitlik, yaşam kalitesinin arttırılması ve herkes için refahın sağlanması için çevresel ve ekonomik sorunları çözecek bütüncül bir yaklaşım önerdi (UN, 2015). Bu gündem, 15 yıllık (2030 yılında tamamlanmak üzere) bir yol haritası sağlamak amacıyla 17 tane Sürdürülebilir Kalkınma Amacını (SKA) ortaya koyar.
Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKAlar); sürdürülebilir kalkınma politikalarını, planlarını ve programlarını kapsayan evrensel bir çağrıdır. Bu amaçlar; yoksulluğu sona erdirmek, insan yaşamını iyileştirmek ve gezegeni korumak için gerçekleştirilmelidir. SKAlar, dünyadaki tüm yerel ve bölgesel yönetimler için oldukça önemli adımları içerir. Yerel yönetimler; bu amaçların başarıya ulaşması için değişim süreçlerini hızlandıran, değişimleri yöneten ve politikaları belirleyenlerdir (UCLG-MEWA).
Unutulmamalıdır ki, tüm amaçların başarı ile gerçekleştirilmesi için mutlaka yerel toplumların katılımı gereklidir. Yerel yönetimler, bu küresel amaçların yerel topluluklara ve kurumlara ulaştırılması noktasında önemli görevler üstlenirler (UCLG-MEWA). Dolayısıyla, bu amaçların gerçekleştirilmesi için yerel yönetimlere düşen sorumluluklar oldukça kritiktir.
Belediyelerin ve diğer tüm yerel yönetimlerin; SKA 9: dirençli altyapıların inşası, kapsayıcı ve sürdürülebilir sanayileşmenin desteklenmesi ve yenilikçiliğin güçlendirilmesi, SKA 11: şehirlerin ve insan yerleşimlerinin kapsayıcı, güvenli, dayanıklı ve sürdürülebilir hale getirilmesi ve SKA 16: sürdürülebilir kalkınma için barışçıl ve kapsayıcı toplumların desteklenmesi, herkes için adalete erişimin sağlanması ve her düzeyde etkili, hesap verebilir ve kapsayıcı kurumların inşası hedeflerinin başarıyla gerçekleştirilmesinde rolü ve sorumluluğu büyüktür. Kentleşme hızının giderek arttığı bu dönemde, şehirlerin ve diğer yerleşim birimlerinin erişilebilir, kapsayıcı, dirençli, güvenli ve sürdürülebilir hale getirilmesi, belediyelerce takip edilmesi gereken en önemli konulardan biridir.
Elbette yerel yönetimlerin takip etmesi gereken amaçlar SKA 9, SKA 11 ve SKA 16’dan ibaret değildir. Yerel yönetimler; toplumda sosyal eşitliğin ve refahın sağlanması, herkesin temiz içme suyuna ve güvenli gıdaya erişiminin olması, eşitsizliğin azaltılması, bireylerin sağlık ve eğitim hizmetlerine erişime sahip olması, insana yakışır çalışma koşullarının oluşturulması, suda ve karada biyo-çeşitliliğin korunması, yenilikçiliğin desteklenmesi ve iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin önlenmesi gibi önemli küresel amaçların başarıya ulaşmasında etkilidir.
Belediyelerin ancak sürdürülebilir kalkınma modelini benimsemeleri ve bu amaçları takip etmeleri ile, yerel ölçekte yaşam kalitesinin iyileştirilmesi ve refahın artması mümkündür. Belediyeler, bu küresel amaçları yerel ölçeğe indirgemeli ve yerel topluluklara aktarmalıdır. Ayrıca, yerel yönetimler SKAları takip eden ve yerel toplulukların kalkınmasını destekleyen sosyal ve çevresel projeler ortaya koymalıdır.
Yazar: Neslişah İnan
Yorum Yap