Yoksulluğa Son
SKH 1, yoksulluğa çok boyutlu bir açıdan bakmakta ve bu sebeple çoklu ve koordineli müdahaleler gerektirmektedir. Yerel yönetimler yoksulluk içinde yaşayan kişilerin tespit edilmesi ve bu nüfusun yoksulluktan kurtulmasına yardımcı olacak kaynak ve hizmetlerin belirlenmesi için ideal konumdadır.
Su ve temizlik gibi temel yerel hizmetler üzerindeki sorumluluğumuz, bizi SKH 1’in başarıya ulaşmasında kilit ortaklar haline getirmektedir.
Yerel yönetimler olarak ayrıca, istihdam olanağı oluşturmak suretiyle toplumun gelir seviyesini yükseltecek yerel ekonomik kalkınma stratejilerinin geliştirilmesine katkıda bulunma olanağımız da mevcuttur.
Açlığa Son
Yerel ve bölgesel yönetimler tarafından kırsal bölgelerdeki özellikle su ve toprak gibi doğal kaynakların yönetilmesi, çevre bölgelerdeki gıda güvenliğinin temelini oluşturan etkenlerden biridir. Yerel yönetimler, yerel gıda zincirini teşvik etmek için ulaşım altyapısını ve piyasasını güçlendirerek tarımsal üretime ve yerel ekonomik büyümeye katkı sağlayabilirler.
Yerel yönetimler kentsel alanlarda bireylerin güvenilir, uygun fiyatlı ve besleyici gıdalara erişim ve tüketim hakkını destekleyebilir. Yerel yönetimler aynı zamanda kentsel planlama, gıdaların taşınması ve depolanmasının yanı sıra, temiz suya ve temizlik hizmetlerine erişimin sağlanmasına yardımcı olmak suretiyle atıkların azaltılmasında ve gıda güvenliğinin sağlanmasında önemli bir rol oynayabilir. Bununla birlikte yerel yönetimler hem kamusal arazilerde hem de şahıs arazilerinde kentsel tarımı teşvik edebilirler.
Yerel yönetimler ayrıca, sağlık hizmetleri ve okullar aracılığı ile çocuk nüfustaki beslenme yetersizliği vakalarını tanımlayıp, üstesinden gelebilirler. Kırsal alanlardaki yerel yönetimler müşterek kaynakları yönebilir ve ikincil hak sahipleri de dahil olmak üzere, görece daha yoksul olan grupların haklarını koruyacak biçimde düzenleyebilir.
Sağlık ve Kaliteli Yaşam
Bebek, çocuk ve anne ölümlerinin azaltılması için, temiz su ve sanitasyonun sağlanması gerekmektedir. Kentsel alanlardaki çocuk ölüm oranlarının bir çok ülkede yerinde sayamasından dolayı, kentsel alanlardaki yerel yönetimlerin bilhassa tedbirli olmaları gerekmektedir. Yerel yönetimler yoksul semtlerde iyileştirme odaklı ve kent yoksullarının temel hizmetlere erişimini sağlayacak programlar vasıtası ile bu sorunun üstesinden gelebilirler.
HIV/AIDS konusu, önemi her geçen gün artan şekilde bir yerel yönetişim konusu olarak görülmektedir. Kentsel alanlar, aşırı nüfus yoğunlukları, ulaşım merkezi olmaları ve kırılgan grupların buralarda yaygın olmasından dolayı sıklıkla HIV/AIDS’in yayılma merkezi olmaktadır. Yerel yönetimler yerel ihtiyaçların belirlenmesinde, HIV/AIDS’e karşı yürütülen faaliyetlerin departmanlar arasında yaygınlaştırılmasında ve ilgili önleme ve müdahale çalışmalarının koordinasyonunda önemli bir rol oynayabilirler. Halihazırda birçok yerel yönetim HIV/AIDS’in önlenmesine yönelik eğitim, bilgi ve hizmet olanakları sunmaktadır.
Bunun yanı sıra yerel yönetimler; hava kirliliğini azaltmak, sağlıklı yaşam tarzlarını güçlendirmek ve trafik kazalarından kaynaklı ölümleri önlemek için kentsel planlama ve toplu taşıma gibi kanalları kullanabilmektedirler. Yerel yönetimler ayrıca doğal kaynakların etkili yönetimi ve çevre koruma programları vasıtasıyla su ve toprak kirliliğinden kaynaklanan ölümlerin azaltılmasına katkıda bulunabilirler.
Nitelikli Eğitim
Bir çok ülkede eğitim - özellikle ilköğretim- yerel yönetimlerin doğrudan sorumlu oldukları alanlar arasındadır, ki bu da SKH 4’ün gerçekleştirilmesinde yerel yönetimlerin çabalarına ihtiyaç duyulacağı anlamına gelmektedir.
Yerel yönetimler toplumların eğitime katılım ve eğitim devamlılığı ile ilgili konularda yaşadıkları zorlukların belirlenip, bu sorunların aşılmasında ideal konumdadırlar.
Yerel yönetimler teknik ve mesleki eğitimleri yerel ekonomik kalkınma stratejileri kapsamına alıp eğitimin işgücü pazarının mevcut beklentileri arasında önem kazanmasını sağlayabilirler.
Yerel yönetimler, kırılgan ve ötekileştirilmiş bireylere ve topluluklara ulaşmak ve onların ihtiyaçlarına uygun eğitim ve öğretim imkanlarına erişimlerini sağlamak için iyi bir konumdadır.
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
Yerel yönetimler, ayrımcılıktan uzak hizmet sunumu ve adil işe alım uygulamaları vasıtasıyla kadınların güçlendirilmesini sağlayabilir ve cinsiyet eşitliği konusunda örnek teşkil edebilirler.
Yerel yönetimler kadınlara karşı şiddet ve benzeri zararlı davranışların belirlenip bunlarla mücadele edilmesi konusunda önemli bir konumdadır. Kentsel planlama - özellikle kamusal alanların oluşturulması ve bu alanların korunması- ve yerel denetimler, bu sorunlarla mücadele edilmesinde temel araçlardır. Yerel yönetimlerin ayrıca, şiddete maruz kalmış kadınlara yönelik hizmet sunumu ile ilgili sorumlulukları da bulunmaktadır. Yerel ve bölgesel yönetimler ile kırsal belediyeler, kadınların toprak mülkiyeti ve yönetimi imkanlarına eşit erişiminin önündeki engelleri tanımlayıp bu engellerin aşılmasına yönelik çaba gösterebilirler.
Kadınların güçlendirilmesi konusunda yerel düzeyde seçilmiş kadın sayısının artırılması, hem bu durumun kendi içinde başlı başına bir hedef olmasından hem de ulusal ve bölgesel düzeydeki kurumların ilk adımının yerelde başlamasından dolayı temel bir önceliktir. Yerel yönetimlerde pozisyon sahibi kadın liderler, cinsiyetle ilgili önyargılara meydan okuyup genç kız çocuklarına örnek olabilirler. Yerel yönetimler ayrıca kadınların güçlendirilmesine yönelik birçok engelin üstesinden gelmek için çalışmalarının tüm alanlarında cinsiyet eşitliğini yaygınlaştırabilirler.
Temiz Su ve Sanitasyon
Temiz içme suyuna ve sıhhi tesisata erişimin sağlanması genellikle yerel yönetimlerin sorumlulukları arasında olup, bu hizmetler etkin bir idari yönetişim, doğal kaynakların doğru kullanımı ve başarılı bir kent planlaması çerçevesinde sağlanabilir. Söz konusu zorluklar özellikle kentsel ve kırsal alanlar arasında ulusaltı düzeyde büyük farklılıklar gösterebilmektedir.
Kentsel alanlarda görülen temel sorun, genellikle gayrıresmi yerleşimlerde temel hizmetlere erişim ve özel sektörün yüksek fiyatlı veya kalite kontrolünden yoksun su arzından kaynaklanmaktadır. Kırsal yerleşimlerde ise suya erişimin ücretsiz olabilmesine rağmen, su kaynağına ulaşımın uzun bir süreçten geçmesi, kaynakların kirlenmiş olma ihtimalini ortaya çıkarmaktadır.
Yerel yönetimler çevre koruma önlemleri ve sürdürülebilir katı atık yönetimi vasıtasıyla su kalitesini artırmaya yönelik rol üstlenenebilirler.
Entegre su kaynakları yönetimi, planlama ve çevresel politikalarda sınır hatları üzerinde bulunan belediyeler ve bölgeler arasında yatay işbirliğini gerektirir. Yerel yönetimler yoksul semtlerde yaşayan kesim de dahil olmak üzere tüm toplumu, su ve sanitasyon yönetimi konusunda katılımcı bir yapıya teşvik edecek ideal bir konumdadır.
Erişilebilir ve Temiz Enerji
Yerel yönetimler çoğu zaman, toplumdaki kırılgan grupların uygun maliyetli enerjiye erişimindeki boşlukları tespit etmek için ideal konumdalardır.
Yerel yönetimler enerji verimliliği konusuna, devlet daireleri, okullar ve benzeri kamu kurumları için yeşil binalar ve yeşil enerji kaynaklarının tedariğine yatırım yaparak ve tedarik uygulamalarına sürdürülebilirlik ile ilgili kriterler ekleyerek katkıda bulunabilirler. Bu girişimler ayrıca enerjiye yapılan kamusal harcamalarının da azalmasına katkı sağlayacaktır.
Kentlerdeki “akıllı şehir “ uygulamalarının yanı sıra yerel ulaşım ve kentsel planlama politikaları da enerji verimliliği ve karbon salınımı sorunlarının giderilmesinde etkili olabilecektir.
İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme
Yerel yönetimler bölgelerimize has kaynakları ve fırsatları değerlendiren yerel ekonomik kalkınma stratejileri aracılığıyla, tabandan tavana yükselen büyümeyi ve istihdamı teşvik edebilirler.
Yerel yönetimler ayrıca çocuk işçiliği tehlikesi altındaki çocukların nüfusunu belirleyip, eğitimlerine devam etmelerini sağlayabilirler. Ayrıca, yerel yönetimler kayıt dışı sektörlerle kuracağı çeşitli işbirlikleri aracılığı ile buralardaki çalışma koşullarının ve sosyal güvenlik mekanizmalarının iyileştirilip, gerekli noktalarda bahse konu sektörleri kayıtlı hale getirmeye teşvik edebilirler.
Yerel yönetimler ayrıca güvenli ve güvenceli çalışma ortamları ile eşit işe eşit ücret politikası uygulamaları ile örnek teşkil edebilirler. Bu uygulamalar aynı zamanda özel ve üçüncül sektörlerle çalışırken kullanılan tedarik koşullarıyla birleştirilebilir.
Ayrıca yerel yönetimler, bölgelerimizdeki turizmin fayda ve maliyetlerinin değerlendirilmesi ve bu sektördeki faaliyetlerin sürdürülebilirliğinin sağlanmasında topluluklarla birlikte çalışmak için ideal konumdadır.
Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı
Bölgesel yönetimler ve büyükşehir yönetimleri, kentsel alanlara hizmet etmek ve bu bölgeleri çevre bölgelere bağlayacak altyapıların sunumunda ve devamlılığında önemli bir role sahiptir.
Yerel yönetimler, yerel kaynakları, ihtiyaçları ve pazarları göz önünde bulundurarak, kendi yerel ekonomik kalkınma stratejileri arasına küçük ölçekli sanayiyi teşvik edebilirler.
Yerel yönetimler, bölgelerimizdeki bilişim ve haberleşme teknolojilerine erişimin yanı sıra internete erişimdeki boşlukları da tanımlayarak, kütüphane ve benzeri kamusal alanlarda hizmet sunumu gibi faaliyetlerle bu boşlukları kapatacak köprüler oluşturabilirler.
Eşitsizliklerin Azaltılması
Yerel yönetimler ülkelerdeki eşitsizliklerin azaltılması konusunda anahtar bir role sahiptirler. Yerel kaynakların en yoksul bölgelerdeki yerel yönetimlere yönlendirilmesi, yoksulluk ve dışlanmanın tanımlanması ve mücadele edilmesi hayati önem taşımaktadır.
Yerel yönetimlerin, yerel düzeyde siyasal katılım ile ilgili özel bir rolü vardır. Azınlıkların ve geçmişten bu yana düşük temsiliyete sahip grupların kamusal karar alma süreçlerine ve kamusal görevlerde yer almak üzere ilgili pozisyonların seçimlerine katılımları yerel yönetimler tarafından teşvik edilebilir.
Yerel yönetimler ayrıca kendi kurumlarında, faaliyetlerinde, mal ve hizmet tedarik koşullarında eşitlik ilkesini gözeterek, ayrımcılık karşıtı uygulamalarla örnek teşkil edebilirler. Ayrıca kamu hizmetlerinin ayrımcılık yapılmadan sunulması, yerel yönetimlerin bir diğer sorumluluğudur.
Yerel yönetimler ayrıca mali politikalarına dereceli vergilendirmeyi dahil edebilir ve bölgelerindeki yoksul hanelerin iş fırsatlarını ve gelirlerini artırmaya yönelik yerel bütçeler oluşturabilirler.
Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar
Bu hedef, 2015 sonrası gündemin üzerimize düşen kısmını gerçekleştirebilmemiz için belediye başkanlarını ve şehir yönetimlerini göreve çağırmaktadır.
Güney yarım küredeki bir çok şehrin hızlı kentleşmesi, gecekonduların artmasına yol açmıştır. Şehir yönetimleri, yoksul mahallelerin büyümesini önleyici stratejik kentleşme planları hazırlamalı ve bu mahallelerdeki koşulları iyileştirmek ve temel hizmetlere erişimi kolaylaştırmak için mahalle sakinleri ile işbirliği içinde hareket etmelidirler. Dünyanın en zengin şehirlerinde bile düşük maliyetli konutlara erişim sorunu yaşanmaktadır. Şehir yönetimleri arazi ve konut pazarlarını denetlemeli ve en yoksul sakinlerinin konut haklarını güvence altına almalıdır.
Şehir yönetimleri yol güvenliğini artırmak ve emisyon miktarlarını azaltmak için kentsel alanlarda toplu taşımayı teşvik etmelidir. Aynı zamanda yerel yönetimlerin bir diğer görevi de vatandaşlara parklar, meydanlar ve bahçeler gibi güvenli ve yeşil kamusal alanlar sağlamaktır.
Hızlı küresel kentleşme bağlamında, kentsel yayılmanın ve ayrışmanın önlenmesi, şehirdeki karbon emisyonlarının azaltılması için katılımcı kentsel planlama her zamankinden daha fazla önemlidir. Yeniden kullanım ve geri dönüşüm odaklı sürdürülebilir katı atık yönetimi, şehirlerin çevresel etkilerinin azaltılmasında da hayati önem taşımaktadır.
Birçok şehir zengin bir kültürel mirasa sahiptir. Soyut ve somut kentsel kültürel mirasların belirlenmesi, tanımlanması ve gelecek nesiller için korunması yerel yönetimlerin asli görevleri arasındadır.
Özellikle kıyıda yer alanlar başta olmak üzere birçok şehir, iklim değişikliğinin etkilerini yaşamaktadır. Yerel yönetimler tarafından, iklim değişikliği etkilerinin azaltılmasına yönelik faaliyetlerin yürütülmesi ve bölgelerinde yaşayan en kırılgan durumdaki grupların doğal afetlerin etkilerinden korunması için harekete geçmeleri hayati bir önem taşımaktadır.
Son olarak, hiç bir şehrin kendi başına bir ada olmadığını biliyoruz. Kent yönetimleri, şehirlerinin ihtiyacı olan besinleri ve doğal kaynakları sağlayan kırsal bölgelerle uyum içinde yaşayabilmesi için kırsal ve bölgesel muadilleri ile işbirliği içinde olmalıdır.
Sorumlu Üretim ve Tüketim
Yerel ve bölgesel yönetimler arazi yönetimi, altyapı, kentsel planlama, eğitim ve kamusal pazarlar vasıtası ile kısa tedarik zincirlerine destek olup ulaşım ve karbon salınımı sorunlarının çözülmesine katkıda bulunabilirler.
Yerel yönetimler sürdürülebilir su/enerji üretim ve tüketimini, kentsel planlama ve birim fiyat farklılaştırma mekanizmaları gibi birçok araç vasıtasıyla destekleyebilirler. Mal ve hizmet tüketicileri olarak yerel yönetimler, ayrıca olası tedarikçilerin atık ve karbon salınım oranlarını göz önünde bulunduran tedarik koşulları benimseyebilirler.
Halka en yakın yönetim birimleri olarak yerel yönetimler, sürdürülebilir üretim ve tüketim alışkanlıklarının önemi hakkında farkındalık oluşturmak ve vatandaşları kendi çevresel ayak izlerini azaltmalarına yardımcı olacak bilgi ve araçlarla donatma noktasında etkili olabilecek yerlerdir.
Yerel ve bölgesel yönetimler, yetki alanlarındaki turizm faaliyetlerinin etkilerinin gözlemlenmesi ve bu faaliyetlerin atık ve karbon salınım oranlarını artırmadan istihdam olanağı sağlaması ve kültürün tanıtılmasını sağladığından emin olmalarına yardımcı olacak araçların geliştirilmesi ve benimsenmesinde kilit ortaklar olmalıdır.
İklim Eylemi
Başta şehirlerdekiler olmak üzere, yerel ve bölgesel yönetimler genelde iklim değişikliğinin etkilerine karşı yürütülen çabaların en ön safında yer alırlar.
Toplulukların, özellikle kırılgan grupların korunabilmesi için, yerel yönetimlerin iklim değişikliğinden kaynaklanan tehlikeler ve doğal afetlerle başa çıkma kapasitelerinin güçlendirilmesi gerekmektedir.
İklim değişikliğinin etkilerine karşı tabandan başlayan faaliyetlerin ve yerel seviyede farkındalık oluşturulmasına yönelik faaliyetlerin geçmişinde tarihinde birçok yerel lider yer almaktadır.
Kırılgan durumdaki şehirlerde bulunanlar başta olmak üzere yerel yönetimlerin, şehirlerin emisyonlarını azaltmak ve çevresel travmalara karşı direnci artırmak için iklim değişikliği ile ilgili uyum sağlayıcı ve önleyici faaliyetleri şehir ve bölge planlamalarına entegre etmeleri zaruridir.
Sudaki Yaşam
Okyanus kirliliğinin yaklaşık %80’i hem kıyı bölgelerinde hem de iç bölgelerdeki kara bazlı faaliyetlerden kaynaklanmaktadır.
Dünyanın en büyük şehirlerinden birçoğu kıyı şeridinde yer almakta ve birçok kıyı şehri kanalizasyon, endüstriyel sıvı atık ve diğer atıksuları kendilerini çevreleyen denizlere boşaltmaktadır.
Fakat okyanusların ve denizlerin korunması sadece kıyı şehirlerinin sorumluluğu değildir. Kanalizasyon veya endüstriyel atıkların nehirlere dökülmesi gibi sonuçlar meydana getiren nehir havzaları yakınlarındaki her faaliyet, okyanuslar üzerinde etkilere sebep olacaktır.
Dünya genelinde, kentsel alanlardan gelen kanalizasyonun üçte ikisi göllere, nehirlere ve kıyı sularına işlenmeden boşaltılmaktadır. Kentsel temizlik ve katı atık yönetimiyle birlikte bölgesel seviyede belediyeler arası işbirlikleri de kıyı şeridi kirliliğinin azaltılması için etkili araçlardandır.
Kıyı şehirleri, kıyıların uygun olmayan bölgelerinde yapılaşmayı önlemek için uygun planlama ve yapılaşma düzenlemelerinde bulunmalıdırlar.
Karasal Yaşam
Yerel yönetimlerin -özellikle su, sıhhi tesisat ve katı atık yönetimi başta olmak üzere- hizmet sağlayıcılık rolleri, bölgelerindeki nüfusta davranışsal değişiklikleri güdümleme yetileriyle birlikte, onları doğal kaynak ve habitatların korunması için önemli bir konuma yerleştirmiştir.
Bu konumları yerel yönetimlere özel sektör ve yerel seviyede karmaşık entegre su kaynakları yönetiminin sağlanması için elzem olan özel sektör ve topluluk arasındaki işbirliklerini koordine etme fırsatını tanımaktadır.
Yerel ve bölgesel yönetimler, biyoçeşitliliğin korunması konusunun kentsel planlama ve kalkınma politikalarının önemli bir parçası haline gelmesini sağlamalıdır. Yerel bilgi birikimleri, sahada “kirleten öder” prensibinin benimsenmesini kolaylaştırabilir.
Biyoçeşitliliğin korunması çoğunlukla belediyeler arasında -örneğin, sınırötesi, biyoçeşitlilik ve vahşi yaşam koridorlarının oluşturulmasında- işbirliği gerektirmektedir.
Barış, Adalet ve Güçlü Kurumlar
Bu hedef, yerel yönetimlerin vatandaşlara daha etkili ve hesap verebilir kuruluşlar olmaları için çağrı yapmaktadır. Hedefin gerçekleştirilebilmesi için, yerel yönetimlerin halkın bilgiye erişimini artırması ve yolsuzlukla mücadelesi zaruridir.
Yerel yönetimler onlarca yıldır katılımcı bütçeleme ve planlama süreçleri gibi yeni katılımcı karar alma biçimlerini deneyimlemede öncü rol üstlenmişlerdir. Bu hedefe ulaşılması, yerel yönetimler tarafından bu çabaların genişletilmesi ve hiçbir grubu ötekileştirmeksizin tüm mevcut topluluklara karşı daha duyarlı olunmasını gerektirmektedir.
Giderek kentleşen bir dünyada, küresel barış ve güvenlik yolunda kentsel alanlarda şiddetin azaltılması, gün geçtikçe daha da fazla önem kazanacaktır.
Amaçlar İçin Ortaklıklar
Yerel vergilendirme ve gelir üretimi, sürdürülebilir kalkınma için gerekli finansmana katkıda bulunmalıdır.
Sürdürülebilir kalkınma ve yoksulluğun sonlandırılması yolunda karşılaşılan birçok soruna çözüm sunacak uyum politikaları, ancak yerel seviyede geliştirilebilir.
Yerel yönetimler, kamu kurumları, özel sektör ve sivil toplum arasındaki ortaklıkların teşvik edilmesi ve kolaylaştırılması için ideal yerlerdir.
Yerel yönetimler yaklaşık bir asırdır uluslararası belediyecilik hareketi çerçevesinde birbirleriyle işbirliği halindedir; ki bu da yerel yönetimlerin uluslararası masada yer almaya hazır olduklarının habercisi sayılabilir.
Güvenilir yerel verilerin mevcudiyeti, alt ulusal seviyede ilerleme seviyelerindeki farklılıkların gözlenmesi ve kaynakların hiç bir bireyin göz ardı edilmeden kullanılması için önemli araçlardır.